Bilgisayar cebimize nasıl sığdı?
Bilgisayarların kocaman salonları dolduran makinelerden başlayıp cebimizde süregelen evrimi en az 40 yıllık bir hikaye. Onar yıllık zaman aralıkları ile bu hikayeyi izleyelim.
1965 -- Oda içi (Mainframe)
1965'de bütün dünyada sadece birkaç bin -o zamanki yaygın ismiyle- "elektronik beyin" vardı ve bunların çoğu IBM markasını taşıyordu. Bilgisayar o kadar pahalıydı ki, satın alma değil kiralama yönemi ile müşteri bulurdu. Özel soğutulmuş odalarda sürekli çalışan bu cihazlarda Fortran ve Cobol en yaygın programlama dilleri idi.
Resimde merkezdeki konsol ilk kullandığım IBM 1620. Soldaki hanım kart okuyucuya delikli kartlardaki programı yüklüyor. Sağda, ek bellek olarak kullanılan kocaman disk değiştiriliyor. Ortadaki adam ise yazıcıdan çıkacak sürekli formları yönetiyor.
1975 -- Terminal
ABD'ye doktora öğrencisi olarak gittiğim 1975 yılında IBM yanında çok farklı firmalar çıktığını ve mini bilgisayarlar kullanıldığını gördüm. Üniversitelerde unix altında çalışan DEC sistemleri yaygındı. C ve Pascal yazılım dili olarak öne geçmişti. Bu makineler yine merkezi olmakla birlikte, kablolarla bağlanan çok sayıda akılsız terminalden kullanılıyordu.
1985 -- Masa üstü
Microsoft ve Apple, birbirinden bağımsız olarak kişisel bilgisayar yaptılar. Artık işlem gücü merkezde değil, masamızın üstündeydi ve hiçbir bağlantı gerekmiyordu. Herkesin işlemcisi kendi kontrolüne geçti.
1995 -- Internet
Bağımsızlık uzun sürmedi. Internet'in yaygınlaşması ile, Client-Server modeli ön plana çıktı. Çoğu Java ile geliştirilen sunucu yazılımına akılsız web sayfalarından bağlanmaya başladık. Böylece işlem gücü bir kere daha merkezde toplanmış oldu.
2008 -- Cep
Android ve iPhone cihazları ile bilgisayar cebimize sığdı. Hem bin kere daha hızlı, bin kere daha güçlü, bin kere daha ucuz olarak...