10 Ocak 2021

Elveda WhatsApp

Son hükmü en başta yazayım: 8 Şubat'ı beklemeden WhatsApp uygulamasından çıkıyorum. Sebebi firmanın dayattığı şu koşullar:


Kullanıcı olarak üç şıktan birini seçeceğiz:

  • Yeni şartları kabul et
  • Hiçbir şey yapma
  • Uygulamayı sil (red)

Ezici bir çoğunluğun şartları kabul edeceğini ben de biliyorum. Bu yazının amacı, eylemsiz kalmanın firma açısından kabul ile eşdeğer olduğunu hatırlatmak. Yani Kabul tuşuna basmadan WhatApp'ta kalanlar, uygulamadan yararlanamadığı halde, firmanın değerini yükselten bilmem-kaç-milyar kullanıcının içinde kalacak. Firmaya nokta kadar rahatsızlık vermenin tek yolu var: Uygulamayı silerek ayrılmak.

Başında bu uygulamayı seçmemizin sebepleri şunlardı:

  • Privacy (gizlilik)
  • Kolay kullanım
  • Reklam yok
  • Herkes orada

Gizlilik deyince firmanın öne sürdüğü uçtan-uca şifreleme, normal kullanıcılar için hiç önemli değil. Ticari sırlarımız yok ki rakiplerin bizi dinleyip ele geçirmesinden korkalım... Bizim gizlilikten beklentimiz kullanım bilgilerinin başka firmalara verilmemesi idi. Şimdi WhatsApp tam bunu yapmak için izin istiyor. HAYIR.

Söz konusu olan hangi bilgiler? Mesajlar ve fotoğraflar değil elbette... Bunların paylaşılmasına hiç kimse razı olmaz. WhatsApp rakiplerinden en önemli farkı olarak özel bilgilerin merkezde saklanmadığını vurguluyordu. Şimdi paylaşmak için izin istediği bilgiler bizim için en ufak bir değeri olmayan ayrıntılar: Adres listesinde kimler var, kiminle kaç kere konuşmuş, hangi uygulamaları kullanıyor, izin verdiyse lokasyon bilgileri.... Bizim için değersiz olsa da bize (ya da yakınlarımıza) bir şeyler satabilmek için ticari değeri yüksek.


Bu bilgiler zaten Facebook'a gitmiyor muydu? Muhtemelen bizim rızamız olmadan gidiyordu. Şimdi diyorlar ki, ya yeni şartlara razı ol ya da bunu kullanma. KULLANMAM.

Hayır, bu değersiz bilgilerin paylaşılması değil asıl sorun... Firmanın tek taraflı olarak anlaşmayı bozması. Firmalar istedikleri şartları dayatabiliyorsa kendilerini vazgeçilmez (indispensible) gördükleri içindir. Ancak çok sayıda insan buna tepki gösterirse firmalar için caydırıcı olabilir. Göbekten bağlı olmadığımı göstermek için ay sonunda WhatsApp uygulamasından çıkıyorum. Merak edenler için ek bilgi: Bugünden başlayarak Signal kullanıyorum çünkü open-source & device-based. (açık kaynaklı ve bilgileri cihazda tutuyor)

"Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış" demeyin, bir kaç milyar tavşanın bir milyonu dağa küserse dağ için çok fark eder.

Bu konuda ilk adımı atan yeğenime teşekkürler:


İki hafta sonra

İBB aynı şeyi yaptı ama nedense hiç tepki almadı. İstanbulkart ile HES kodunu eşleştirmek için benzeri bir onay gerekiyor isteniyor:

SMS kanalı üzerinden iletişim bilgilerime reklam, promosyon vb. ticari elektronik ileti gönderilmesi amacıyla işlenmesini ve bununla sınırlı olarak hizmet alınan üçüncü taraflar ile paylaşılmasını kabul ediyorum. 
 


WhatsApp "verilerin paylaşımı" deyince herkes ayağa kalktı, İBB benzerini yapınca neden tepki yok? Üstelik biri ücretsiz, beğenmeyen kullanmasın. Lakin toplu taşıma için başka alternatif yok. Marmaray ya da vapura binmek için bilgilerimin paylaşılmasına neden razı olayım?

(ilk baktığımda onay zorunlu gibi algılamıştım, bir ay sonra öyle olmadığını anladım, "Onaylamıyorum" seçeneği varmış)


Üç hafta sonra

Fırtına dindikten sonra bir de baktık ki, büyük çoğunluk aynı yerde duruyor. Tavşanlar dağa küsemedi çünkü bu dağın havuçları tatlı... Bir de 50 yıllık arkadaşımın aynı yoldan gittiğini görmek güzel oldu:



Söz konusu tehlikeyi farklı açıdan gösteren şu videoyu ilginç buldum: